8 Temmuz 2012 Pazar

Bugün son durak Çanakkale Türkmenli

Ve an itibariyle yolculuğumuzda ikinci günün sonuna gelmiş bulunmaktayız. Şimdiki durağımız Bayramiç' e bağlı Türkmenli Köyü. Bu akşam Ali Hoca' nın evinde misafiriz ki kendisi Gazikent' te oldukça başarılı sınıf öğretmenlerinden biridir.


        
En son paylaşımımızı Geyikli' ye bağlı köy kahvehanelerinden birinde yapmıştık. Saat 17:00 gibi buradan ayrılıp yola koyulduk ve birkaç kilometre sonra bir kişinin hayratı olarak yol kenarına yapılmış bir çeşmenin kenarında serinleyen bir deveyi görür görmez orada durup anı birkaç fotoğraf karesiyle ölümsüzleştirmeye karar verdik. Biz orada deveyle samimi olma çabaları içindeyken traktörüyle birlikte devenin sahibi geldi ve kendisiyle muhabbete başladık. Sohbetimiz sırasında ona en yakın denizin nerede olduğunu sorduk ve o da bize sağolsun! kendilerinin sürekli gittikleri koydan bahsetti.
                                                       Akın'ın deveyle dansı....



Traktördeki ağabeyin tarif ettiği yola girip sözümona denize doğru yol almaya koyulduk fakat yaklaşık yarım saat boyunca taş ve toprak dolu yolda seyir halinde olmamıza rağmen yol boyunca keçi sürüleri ve zeytin ağaçları dışında değil deniz su birikintisine bile rastlayamadık. Hatta öyle dar ve kötü yollara girdik ki en son çareyi bir tarlanın içine girip ki bunun için de tarlanın bekçisi köpeğe meydan okuduk, bu sayede geri dönebildik. Dönüş yolunda ise tabiri cazise kör itin öldüğü bir noktada rastladığımız kaplıcada bari biraz serinleyelim istedik ki orası da tadilatta olduğundan hevesimiz yine kursağımızda kaldı.




Saat 18:37 Geyikli' ye bağlı Dalyan' dayız. Burası oldukça sevimli fazla gelişememiş bir sahil kasabası. Yol boyunca birkaç tarihi kalıntı gördük lakin hiçbiri bizi yeterince cezbetmediği için araçtan inmedik. İlk iş olarak denizin sıcaklığını kontrol ettik lakin günün ilerleyen saatleri olmasından ötürü yüzmek için pek elverişli olmadığını fark ettikten sonra denize sıfır köy kahvelerinden birinde oturup ucuz ama kaliteli çaylarını yudumlamaya başladık. Burası tam anlamıyla bakir bir yer, yalnızca geçerken uğrayanların yer aldığı hususi burası için tatile çıkan kimselerin olmadığı bir yer Dalyan. Genel olarak pek bakımlı olduğunu söyleyemeyiz  aslında böyle yerleri güzel yapan da buraların sözümona modern şeylerden uzak olması olamaz mı? Olabilir...









Dalyan' da mendirek nam-ı diğer dalgakıranda volta atarken gelen bir telefon sonrası Bayramiç' e doğru direksiyon çevirmeye karar verdik. Ali Hoca, sağolsun bizi kendi köyünde bir düğüne davet etti.

Yol boyunca yaklaşık on defa ''Yalan attım seni aldattım.'' isimli insanın içini kıpır kıpır yapan şarkıyı dinlediki şarkının türü nihavend mi yoksa kürd-i hicazkar mı tam karar veremedik ama bir şeyden eminiz ki bu şarkı yolda dinlenecek şarkılar listesinin olmazsa olmazı.




Nihayet Bayramiç' e vardık ve şehir merkezinde mini bir turdan sonra düğünün olacağı tarafa o meşhur Türkmenli köyüne doğru yola koyulduk.

Saat 21:00 civarı Türkmenli'deydik. Burası oldukça kalabalık, yaklaşık 1500 nüfusa sahip oldukça büyük bir köy. Aynı zamanda mezarlığında yer alan yedi yüz senelik selvilerden anladığımız kadarıyla da oldukça eski bir yerleşim yeri. Bu yolculuğumuzda bize olan katkısı büyük olan Ali Hoca' nın köyü aynı zamanda burası ki kendisinden aldığımız bilgilere göre burası geleneklerini yaşatan geçimini genelde tarım ve hayvancılıkla sağlayan oldukça şirin geniş bir köy burası.




Malum düğünden ötürü kendimizi gelir gelmez düğün sofrasında buluyoruz. Düğüne gelenlere sofra kurmak adetmiş. Ayrıca da sofradaki her yemeğin belirli bir yeme sırası varmış ki biri bitmeden ötekine geçmek ayıp karşılanırmış hatta herkes aynı anda aynı yemeği yemek zorunda olduğundan farklı tabaklardan eş zamanda yemek yemek imkansızmış. İlk olarak çorbayla yemeğe başladık, akabinde yöreye özgü "keşkek" yemeği, en son da irmik helvası ve ev yapımı baklavayla kapanışı yaptık. Düğüne gelecek bütün misafirlere yemek verildiğinden bizden sonrakilere yer açılsın diye jet bir hızla yemek yedikten sonra kısa bir süre düğünün açılış kısmını seyrettik ve akabinde kendimizi ırmak kenarında bir yerde yeni tanıştığımız hoşsohbet birkaç kişiyle birlikte ırmak kenarında bulduk ve pek çok erkeğin yaptığı gibi hazır ortamı bulmuşken eğitim sisteminden, hayvancılıktan, spordan, siyasetten kısacası hayata dair ne varsa ondan konuştuk durduk hatta en sonunda masada yer alanlardan biri ''Bu gece benim ineklerden biri doğuracak'' dediği için ineğin bulunduğu tarlaya kadar gittik- ola ki bize malzeme çıkar- ancak inek işi biraz ağırdan aldığından olsa gerek elimiz boş döndük oradan... Ama güne dair söylemek gereken birkaç kelime varsa o da şudur: İyi ki biz bu tatile çıktık!



Yeni günde muhteşem bir   yazı sizi bekliyor ;)


A-D

2 yorum:

  1. 14 temmuz itibariyle ineginiz dogum yapmistir. nur topu gibi bir kizi oldu Halil in. blog takipcilerine duyurulur.

    YanıtlaSil
  2. hocam, fotoları çek yolla :) maşallah

    YanıtlaSil